Tasarım Tescillerinde Hak Sahipliği ve Kamuya Sunma: Yargıtay’dan Emsal Nitelikte Bir Değerlendirme

Tasarım tescili süreçlerinde “yenilik” ve “ayırt edici nitelik” kavramları kadar, bu tasarımı ilk kez ortaya koyan “gerçek hak sahibinin” kim olduğu da büyük önem taşıyor. Özellikle iş ilişkisi içinde geliştirilen tasarımlarda bu sınırlar zaman zaman bulanıklaşabiliyor. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2025 tarihli kararı (2024/5632 E., 2025/3823 K.) tasarımın kim tarafından oluşturulduğu, kimin adına tescil ettirildiği ve kamuya sunma iddialarının nasıl değerlendirileceği yönünden önemli ipuçları sunuyor.

endüstriyel tasarım tescili iptali

Olayın Arka Planı

Davacı şirket, davalı şirket ile arasında süregelen ticari ilişki kapsamında halı tasarımı ve üretimi gerçekleştirmiş. Bu süreçte geliştirdiği birçok tasarımın sadece satışa konu olduğunu, hiçbir şekilde davalıya devredilmediğini belirterek davalı tarafından yapılan 2019/07900 numaralı tasarım tescillerinin hükümsüzlüğünü talep etmiş. Davacı, tasarımların kendisi tarafından tasarlandığını ve bu durumun Tasdix zaman damgaları ile belgelendiğini, ayrıca bu tasarımların davalıya e-posta yoluyla iletildiğini ileri sürmüş. Bu sebeple tasarımların yeni olmadığını ve ayırt edicilikten yoksun olduğunu ileri sürerek tasarım tescilinin hükümsüzlüğünü talep etmiş.

Davalı ise Tasdix kayıtlarının tek başına kamuya sunma olarak değerlendirilemeyeceğini, tasarımların müşteriden gelen talepler doğrultusunda kendisi adına geliştirildiğini savunmuş, davacının kendisinin bir tedarikçisi olduğunu iddia etmiş.

TürkPatent Süreci: YİDK Kararı

Davacı, söz konusu tasarımlara TürkPatent nezdinde itirazda bulunmuş ancak bu itiraz reddedilmiş. İlgili Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararı kamuya açık olmadığından detayları bilinmemekle birlikte, ret gerekçesinin detayları hakkında bilgimiz yok. TürkPatent YİDK kararlarını herkesin görebileceği şekilde yayınlamıyor. Eğer davacı itirazında tasarımların yeni olmadığını iddia edip tasdix.com zaman damgasını ve email yazışmalarını göstermişse TürkPatent’in itirazı reddetmesi akla uygun oluyor çünkü ne tasdix.com zaman damgası ne de kapalı email yazışmaları kamuya sunma olarak kabul edilmez. Yasada kamuya sunma şöyle tanımlanıyor:

Kamuya sunma

MADDE 57- (1) Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.

(2) Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.

Tasdix kayıtları zaman damgası içeriyor olsa da, bu kayıtların kamuya açık bir mecrada yayınlandığına ilişkin herhangi bir delil sunulmamış. TürkPatent itiraz sürecinde de bu husus açıkça belirtilmiştir:

“Tasarımların zaman damgası alınarak dijital ortamda kayıt altına alınması, tek başına kamuya sunma işlevini yerine getirmemektedir.”

Bu açıklamadan da anlıyoruz ki TürkPatent itirazı hak sahipliği yönünden değil kamuya sunmanın gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden görmüş ve değerlendirmiş.

Mahkemenin Değerlendirmesi: Gerçek Hak Sahibi Kim?

Davacı TürkPatent itirazı reddedildikten sonra konuyu tasarımın ve TürkPatent YİDK kararının iptali için mahkemeye taşımış. Açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla mahkeme, olayı yenilik veya ayırt edicilik üzerinden değil, tasarımların gerçek hak sahibinin kim olduğu yönünden değerlendirmiş. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve söz konusu tasarımların davacı tarafından oluşturulup davalıya gönderildiği; davalının da bu tasarımları kendi adına tescil ettirdiği sabit kabul edilmiş. İlk derece mahkemesi kararında şu ifadelere yer vermiş:

“2019/07900 seri numaralı tasarımların (18 adet tasarım) davacı tarafından oluşturulduğu, davalıya gönderildiği ve davalı tarafından tescil ettirildiği anlaşılmakla, tescillerin hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.”

Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay da bu kararı onamış. Böylece, kamuya sunma iddialarının teknik yetersizliği bir yana, hak sahipliği yönünden net bir tespitte bulunulmuş ve tescil iptali gerçekleştirilmiş.

Değerlendirme: Doğru İddia, Doğru Gerekçe

Bu karar, tasarım tescil süreçlerinde hak sahipliğine dair iddiaları nasıl yapılandırmak gerektiğine dair çarpıcı bir örnek sunuyor. Davacı taraf, başvurusunda tasarımların yeni olmadığını ve kendisine ait olduğunu aynı anda ileri sürerek çelişkili bir pozisyona düşmüş olabilir. Zira bir tasarım hem yeni değil (dolayısıyla tescile uygun değil) hem de davacıya ait olabilir; ancak bu iki gerekçenin eşzamanlı olarak kullanılması, TürkPatent nezdindeki değerlendirme sürecinde kafa karışıklığına neden olabilir.

Oysa yalnızca şu şekilde bir iddia yeterli olabilirdi:

“Davaya konu tasarımlar davacı tarafından geliştirilmiş, hiçbir şekilde devredilmemiş ve davalı tarafından haksız olarak tescil ettirilmiştir.”

Bu durumda, YİDK nezdinde daha sağlıklı bir değerlendirme yapılması mümkün olabilirdi. Bu arada YİDK’nun da eksik inceleme yapmış olabileceği ihtimalini bir kenara atmamak doğru olur. Ne yazık ki itiraz dosyasına dair içeriklere ve YİDK kararına erişim sağlanamadığından bu değerlendirme varsayıma dayanmaktadır.

Sonuç: Mahkeme, Tasarımın Sahibini Korudu

Yargıtay’ın da onadığı kararda, tasarımın özellikleri ya da kamuya sunulma durumu tartışılmadan doğrudan davacının tasarımları oluşturduğu ve bunları davalıya gönderdiği kabul edilmiş. Böylece tesciller hükümsüz kılınmış ve sicilden terkinine hükmedilmiş.

Bu karar, özellikle tedarik ilişkisi içindeki tasarım çalışmalarında, yazılı devrin bulunmaması halinde hak sahipliği tartışmasının hangi zeminde çözülebileceğini göstermesi açısından önemlidir. Tasarımcılar için çıkarılması gereken ders şudur: Ticari ilişkilerde yapılan her tasarım için açık bir hak devri sözleşmesi bulunmadıkça, tasarımın kime ait olduğuna ilişkin delillerin sağlam bir biçimde hazırlanması ve sunulması gerekir.

Tasdix.com: Ne Zaman İşe Yarar Ne Zaman Yaramaz

Karardan açıkça görüyoruz ki; tasdix.com gibi zaman damgaları kamuya sunma kabul edilmiyor. Ayrıca örneğin kendi kendinize gönderdiğiniz emailler de ya da kapalı email mesajlaşmaları da kamuya sunma olarak kabul edilmiyor. Bir tasarımın yeni olmadığını iddia ederken zaman damgasını kullanamayız.

Örneğin; bir tasarımın yeni olmadığını ve başka biri tarafından önceki tarihli zaman damgası olduğunu iddia edersek çok büyük ihtimalle iddiamız kabul edilmeyecek. Çünkü sunduğumuz delil kamuya sunma içermiyor ve yeniliği ortadan kaldırmıyor. Öte yandan aynı zaman damgasını tasarımcı “gerçek hak sahibi benim ve bu başvuru sahibi ya da tescil sahibine tasarımdan doğan hakkımı devretmedim” diyerek kullanırsa bu iddiası kabul edilebilir.

Yine de tasarımcıların zaman damgası gibi uygulamaları kullanmalarının faydalarını bu olayda görüyoruz. Özellikle alternatif tasarımlarınızı bir alıcıya iletirken şunları yapmanız yararlı gibi görünüyor:

  • Tasarımlarınız için zaman damgası alın ve karşı tarafa bunu bildirin
  • Mesajlarınızın gizli olduğunu ve başkaları ile paylaşılmaması gerektiğini açıkça belirtin
  • Tasarımlardan doğan hakların size ait olduğunu ve bu hakkı alıcıya (en azından henüz) devretmediğinizi açıkça beyan edin
  • İletişiminizi yazılı yürütün

Tasarım tescilleri hakkında sorularınız için…

 

Call Now Button